Üniversite Fetiş Anısı

Üniversite Fetiş Anısı Ara vermişiz epey, İpek’ten mi gidiyorduk? Açıkçası onunla birkaç buluşmamız daha oldu ondan sonra. O dönem görüntülü konuşma olayları çıkmıştı internet üzerinde, webcam’ler vs

Sex Hikayeleri Nedir?

Hemen her akşam konuşuyorduk. Yurtta kalıyor, üç de oda arkadaşı vardı

Üniversite Fetiş Anısı Nedir?

Bana onlara anlatmamasında sorun olup olmadığını sorduğunda tabi ki bir sorun olmadığını söylemiş, hatta onlardan da olaya dahil olan olur mu diye ümitlenmiştim. Öyle bir şey olmasa da arada kamerada konuşmaya dahil olurlar, arkadan gülücükler atarlar, takılırlardı

Üniversite Fetiş Anısı Neden Kullanmalıyız?

Öyle bir şey olmasa da arada kamerada konuşmaya dahil olurlar, arkadan gülücükler atarlar, takılırlardı. Zaman zaman okulda karşılaşıp konuşsak da, onlarla hiçbir zaman muhabbeti ilerlemedik. Bizim bir park vardır, Çarşı ile Rektörlük arasında, Devrim’in paralelinde. Bir akşam orada buluşalım dedik mesela. Yine kış zamanları hava erken kararıyor, el ayak çekiliyor. O aralar da yağmurlu zamanlardı, yerler çamur falan. Ama birkaç haftadır bir araya gelemediğimizden dolayı, gözü karartıp tamam demiştim ben. O zaten rahattı. Onun dersi o gün erken bitmişti, yurttan gelecekti. Odadan çıkarken, oda arkadaşlarından anormal güzel olanı, Aylin “Hava da soğuk ya üşüme sen şimdi” diyerek göndermişti onu. Üstelik şimdi aşağıda anlatacağım olaylar yaşanıp İpek odaya geri döndükten sonra “Ay üşüdün mü? Yağmur da başladı, aklım sende kaldı” diye karşılamış onu. “Yok canım bende bir şey yoktu da esas o yerlerdeydi yani bu havada sen onu düşün esas” demiş, Aylin de “Aman köpek o, neyini düşüneyim” diye yanıt vermiş. Arkasından da “Oha botların ne kadar güzel olmuş, tertemiz olmuşlar” demiş. İpek de “Seninkileri de temizletiriz bir gün, dili iyi çalışır bizim köpeğin” demiş, o da gülümseyerek karşılık vermiş ama bir şey dememiş. Bunu duyduktan sonra çok istedim Aylin’le bir şekilde bir şeyler yaşamayı, hatta webcam sohbetleri anında onu arkada gördükçe laf atıyordum ama bir türlü net bir yanıt da alamadım, bir araya da gelemedik. Gülüp geçerdi hep. İçimde kalmıştır şimdi ne yalan söyleyeyim. Her neyse, o meşhur parkta buluştuk, iki tane karşılıklı bank vardı aklımda o vardı. “Yahu ne yapacağız burası çok ortalıkta” dedi. “Gel” dedim “Bak şurada bir yer var”. Hakikaten park, konum olarak kampüsün tam ortasında, göbeğinde olmasına rağmen, oranın en loş yerlerinden birisiydi. O karşılıklı banklara oturduk önce. Şöyle bir bakış ve gülüş atmasının ardından ayaklarını bacağımın arasına koydu tam uzatarak ve oramı ezmeye başladı. Tekmeler de arada eşlik ediyor, herhangi bir şey demeden eziyordu beni. Tam o esnada yanımızdan 4 kişilik bir grup geçti, hiç istifini bozmadan aynen ezip vurmaya devam ediyordu. ODTÜ’yü bilen bilir, pek böyle birbirine bakmaz insanlar. Hele kuytuda bir kız bir erkek görülürse, özellikle bakılmaz, açıktan geçilir. Onlar da aynen öyle yaptılar, kafayı çevirip bakmadan gittiler. Veya bana öyle geldi, bilmiyorum. Çok uzun sürmeyen ancak birkaç dakikalık bu durumun ardından ben “Bu iki bankın arası da iyi bak görülmez sanki” dedim. Ayaklarını çekti ve “Benim için hava hoş, yer çamur diye bir şey dememiştim ben, yat” dedi. Yattım hemen iki bankın arasına. Hakikaten resmen kaybolmuştum orada, ayaklarım görünüyordu öteden ama orası da arka tarafta kaldığından gelip geçenin görmesi mümkün değildi o karanlıkta. En fazla tek başına oturan bir kız görülürdü silüet olarak, o kadar. Yer iyi kamuflajdı. Ve inanılmaz sert biçimde bacaklarımın arasına, karnıma, göğsüme ve özellikle suratıma basmaya başladı. Yüzüme öyle basıyordu ki, çamurdan yumuşamış toprağa suratımın diğer yarısı gömülüyor, bir yandan da o sertlikte ayağını sağa sola çeviriyordu. Botlarının altındaki dişlerin izinin yüzüme çıktığını hissediyordum. İlk defa durması için biraz da sert çıkıştım. “Dur yahu ne yapıyorsun eve gideceğim” diye ittim ayağını suratımdan. Bir an duraksadı. Ve var gücüyle bacağımın arasına diğe ayağını gömdü. Acıyla beraber nefesim kesildi resmen. “Tamam haklısın ama bana bir şey söylerken ses tonuna dikkat et bir daha” dedi. Özür diledim. Defalarca. Az önce suratıma izleri çıkan botlarını ağzıma getirerek “Yala” dedi oturduğu yerden. Altlarını 510 dakika arası bir süre yalattı sağa sola çevirerek. Çamur, toprak, her şey ağzımdaydı. Deli gibi yalıyordum. Daha sonra “Kalk, diz çök” dedi. Dediğini yaptım, “Üstlerini yala şimdi de” demesiyle bu sefer botları parlatmaya başladım. Yaladıkça yalıyordum, 20 dakikayı rahat geçmişti. Ondan sonra durdum “Çıkartabilir miyim artık efendim? ” dedim. Gülümsedi “Çıkar” dedi. Botlarını çıkardım, altından o ana kadar fark etmediğim ince siyah çorapları çıktı. Yine karanlık da olsa o muhteşem güzellikteki ayaklarıyla bir kez daha karşı karşıyaydım. Ayaklarını anında burnuma dayadı. İnce çoraplı parmaklarının altını burnuma resmen yerleştirdi ve “Kokla” dedi. O kadar. Ben diyeyim yarım saat, siz diyin 1 saat. Durmadan kokladım, zaman durmuştu o anda. Koklarken bir ara yere yattım, ayaklarını burnuma dayadı. Burnumdan hiç ayırmıyordu parmaklarının altını. Her şekilde kokluyordum sadece. Dayak faslı bitmiş, tekmeler ezmeler durmuş, sadece koklatıyordu. Bir süre sonra ben yerdeyken karşıda, ilk oturduğumuz anda benim oturduğum banka uzattı ayaklarını. Anında kalkıp arka tarafında diz çökerek yeniden suratımı dayadım ayaklarının altına. O da ayaklarının altını burnuma ve yüzümün her yerine sürtüyordu. Bu şekilde ben diyeyim yarım saat, siz diyin 1 saat. Su gibi akıp geçti zaman, birden üstümüze yağmur çişelemeye başladı. O da ben de zevkimizi de almış gibiydik. “Kalkalım mı? ” dedi. “Tabi “Dedim, kalktık. Ayaklarına birer öpücük kondurarak botlarını giydirdim. Başımı okşayarak “Akıllı köpecik seni” dedi. Utanmasam dizlerimin üzerinde gidecektim peşinden, öyle bir köpekleştim orada. Sonra “Ben biraz acıktım” dedi. Burger King’e gittik, hemen oradaki Çarşı’da. Oturduk, hiçbir şey olmamış gibi, iki arkadaş gibi karşı karşıya oturup hamburger yedik. Orada konuşurken, işte gelip geçenler gördü mü acaba falan derken “Bir dahaki sefere daha ortalık yerde yaparız, meraktan kurtuluruz hem” dedi.

Hemen Aramak İster misin?

004456018362 Kendinize gece ya da gündüz konuşmak için bir partner arıyorsanız,sadece konuşarak bile sutyen ölçülerini kolaylıkla anlayabileceiniz esiz kadınların telefonda gerek seksten apayrı ancak gerei kadar anlamlı ve bir o kadar tatmin edici bir görüşme denizine atılmak tek bir tıklama kadar yakın. Konuştukça kafanızda şekillenen o ince belli dolgun göğüslü kadın profiline yapmak istediklerinizi onlara anlattığınızda çıldracaklar.

Üniversite Fetiş Anısı Hakkında?

Bunun gerçek olacağını o an hiç düşünmemiştim. Ama onu da yapacaktı.